khahaber

khahaber haber merkezi haber nedese biz ordayız

kırkkalehaberajansı

kırkkalehaberajansı
haber

8 Ocak 2011 Cumartesi

AKP’nin gizli gündemi

AKP’nin gizli gündemi içerik itibariyle sürüyor' Kamuoyunda tepki yaratan tahliyeler konusunda Yargıtay’ın da yürütmenin de haklı gerekçeler ortaya attığını söyleyen Bahçeli, “İkisi beraber anlatıldığında ortaya gizli gündemi örten masum gerekçeler çıkarılmış oluyor” dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, büyük tepki çeken Hizbullah tahliyelerinden öğrencilerin yumurte eylemlerine, Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır ziyaretinden genel seçimlere kadar güncel konuları değerlendirdi.
Hizbullah sanıkları serbest kaldı, davul zurna ile karşılandı, toplumun büyük kesimini rahatsız etti...Bu bir süreç. Referandum döneminde, ortaya konulan anayasa değişiklik paketinin gizli gündemlerinden bahsetmiştik. Bunu iki madde etrafında toplamıştık: Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve HSYK’nın yeniden oluşumunu sağlamak amacıyla yapılmış olan düzenlemeler. Bu gizli gündem hala içerik itibariyle devam ediyor. Türkiye’nin gündeminde belirli aralıklarla başlatılmış olan bu süreç devam ettiriliyor.
Nasıl bir sonuç çıkabilir?Her iki tarafı dinlediğiniz taktirde gerekçeler haklıymış gibi görünüyor. Çünkü Yargıtay’ın önünde 1 milyonu aşkın dosya var. Ama diğer taraftan da 5 yıl, 10 yıl cezaevinde kalmakla beraber herhangi bir mahkeme kararının alınamaması dolasıyla geciken bir adalet var. İkisi beraber anlatıldığında ortaya gizli gündemi örten masum gerekçeler çıkarılmış oluyor. Fakat başlangıç itibariyle tahliye edilenlerin geçmişteki faaliyetleri dikkate alındığı zaman, toplumda yeni yeni endişe kaynakları yaratabilecek unsurlar olarak Türkiye’nin gündemine düşüyor. O bakımdan önümüzdeki günler nasıl gelişmeler gösterecek, toplum merakla bekliyor.
Yeni bir yasal düzenleme için geç mi kalındı?Dosyaların muhtevasına bakıldığında, Yargıtay’a intikal süreleri dikkate alındığında sadece bu iktidar dönemini kapsayan bir dosya birikimi değil. Geçmişten bugüne kadar olanlar. Fakat hem Yargıtay hem de Adalet Bakanlığı bu gerçekleri görerek gerekli tedbirlerin geliştirilmesini düşünecekleri yerde, hiç anlaşılmayan, zaman zaman topluma da bütün niyetleriyle açıklanamayan uygulamaları getirmek istiyorlar. İşte endişe kaynağı burasıdır. Yoksa Anadolu’yu gezdiğimiz sırada çok modern adalet saraylarını yapıldığını, iyi bir arşivlemenin dosyalamanın mümkün olabileceğini, adalet mekanizmasın çok hızlı işletilmesi için gerekli fiziki yapının oluşturulduğunu görmekteyiz. Fakat Türkiye’nin zihni bulanıklığını artırabilecek konular gündeme taşınıyor.
Toplum için yeni endişe kaynakları dediniz...İlk tahliye edilenlerin yapısına bakıldığı vakit, bunun kamuoyuna sunulması hali ister istemez ‘Acaba bunun arkasında ne var? Bu bir örtülü af mıdır? Bazı unsurların tahliyesine fırsat veren bir gelişme midir?’ gibi çok yönlü sorular akla geliyor. Bunların giderilmesi için bazı konuların özellikle anayasal değişiklik sürecini, seçim sonrasına bırakan bir siyasi iktidarın bu günle seçim arasındaki bir zamanı bu tür şeylerle değerlendirmesine de insan şüpheyle bakıyor. İsteseniz de istemeseniz de bir kafa karışıklığı ortaya çıkıyor.
Hizbullahçıların dosyalarının öne alınması gündeme geldi. Acaba serbest bırakılanların kaçı bulunabilecek?Nasıl bir gelişme göstereceği belli değil. Ama bundan sonra alınmış olunan tedbirler bir anlam ifade edecek gibi görünmüyor. Konu geçmişte yargı üzerinde tartışılır hale gelmişti. Şimdi bu tartışma yoğunlaşıyor. Yargıtay bugün en fazla konuşulan anayasal kurum olarak veya kuvvetler ayrılığında yargı erki bugün çok yoğun tartışmanın içerisinde. Haklı olarak vatandaş ‘Neden mahkemeler bu kadar geciktirildi, neden bu zamanda gündeme geldi. Neden Hizbullah’a bir öncelik verilerek bu başlatıldı?’ diye soruyor. Bu ve buna benzer bir çok soru kamuoyunu meşgul ediyor. Burası çok önemli.
10 yıllık tutukluluk süresi her şeyi bırakın insani olarak çok uzun değil mi?Çok. Kişinin, işlediği suçun sonucunu ve mahkemenin seyrini 10 yıl gibi bir süre içinde bekleyerek takip etmesi ve bir de bunu cezaevinde geçirmesi tabii ki çok yönlü sosyal problemleri beraberinde getiriyor. Basına yansıdı, ABD’de 51 yaşındaki biri suçsuz olarak tahliye edildi. 30 yıl cezaevinde kalmış. Demek ki adaletin zamanında gerçekleşmemesi hem fert hem toplum planında büyük tahribatlara neden oluyor.
Cumhurbaşkanı’na yönelik eleştirileriniz grup toplantısında sürdü. Köşk’ten ise ‘üzüntü duydum’ açıklaması geldi.Sayın Cumhurbaşkanı gerçekler karşısında üzülmeli. Bizim ortaya koyduğumuz değerlendirmelerden üzüntü duymamalı. Ve bizim ortaya koyduğumuz değerleri yanlış yönde yorumlayarak kamuoyunu aldatma anlayışından da vazgeçmeli. Gerçekler bütün yönüyle ortada. Televizyonlar gösteriyor, gittiği yerde kendisi görebiliyor. Daha evvelki hazırlanmış olan Demokratik Toplum Kongresi’ndeki talepler şekilleniyor. Bütün bunlar ortadayken MHP’nin tespitleri doğrultusu doğrultusunda milli bir uyarıdan üzüntü duymasına anlam vermiyorum.
Mümtazer Türköne’nin de aralarında bulunduğu bazı isimler muhalefeti çok sertleştireceğinizi ileri sürdü.Mümtazer Türköne’yi özellikle son yıllarda anlamakta güçlük çekiyoruz. Zannediyorum söylediklerinin tam tersini MHP yaparsa hem toplum kazanır, hem de MHP kazanır. Bizim yaptığımız da budur. Yapmayın dediğini yaparsak yaptığımız şey doğru olur. Basında dikkat çeken bir şey var. Bazı bildiğimiz belli bir sosyal grubu temsil eden köşe yazarları hep MHP’yi gündeme almış. Bunlar tesadüf değildir.
SON ANKETE GÖRE OY ORANI: YÜZDE 17.9
Bir süredir bazı anketlerde MHP’le ilgili ‘baraj sıkıntısı’ iddiaları ortaya atılıyor...Eğilim Z grubu adı altında siyaset bilimci, sosyolog ve iletişim alanlarında öğretim üyeliği görevini üstlenmiş kişilerin son çalışması bana ulaştı. Bir çok yönüyle Türkiye’nin gündemini ele almış. Bu grubun Aralık ayı sonu itibariyle yaptığı bir çalışma. Şöyle bir soru var: ‘Yakında bir genel seçim yapılsa hangi partiye oy vermeyi düşünürsünüz?”. Yanıt ise şöyle: AKP 40.1, CHP 25. 2. MHP ise 17.9 olarak görmüşler. Şimdi 10.4’ten başlıyor, 12.6, yüzde 13-14 deniyor... Eğilim Z grubu yani tamamen öğretim görevlilerinden oluşmuş bir araştırma grubunun sonucu ise böyledir.
Bu anketi siz yaptırmadınız değil mi?Hayır, biz yaptırmadık. Bize gönderilen bir araştırma bu. Kamuoyu araştırmalarında bilim adamlarının öncelikli olduğu bir grubun yaptığı araştırmanın sonucu böyle. Bir takım siyasi kurumların oluşturmuş olduğu ve yandaş kuruluş gibi algılanan kamuoyu araştırmaları yerine böyle bir araştırmada çıkan sonuç bu. Arınç hariç herkes MHP’ye olumlu bakıyor.
Düşük yüzdelerle etki yaratıp yine eski ülkücülere mesaj mı veriliyor?Maalesef. Ülkücüleri hakikaten hangi dönemlerde hatırlıyorlarsa o dönemleri incelediğimizde ülkücülere verdikleri değerler daha iyi anlaşılır. Bu nedenle her şeyden önce ülkücüler olayın farkına varmalılar.
Seçim beyannamesi tamamlandı mı?Tamamlamak üzereyiz. Son redaksiyonlar yapılıyor. 28 Ocak’ta Anadolu Gösteri Merkezi’nde kamoyuna açıklayacağız.
Uzun zamandır gündemde, MHP’ye katılacak yeni isimler var mı 28 Ocak’ta?28 Ocak’ta bazı katılımlar olacak. Samimi, MHP’ye bu seçimde yüksek katkı sağlayacağına inandığımız isimler. Ama bizce daha da önemlisi TBMM çalışmalarına veya tek başına iktidar olduğumuzda ülke yönetimine çok faydalı hizmetler sunabilecek çapta insanlarla bir buluşma arzumuz var. Ülkücü olup aktif siyasette olmayan, bürokraside bulananlar da var, değişik siyasi partilerde görev yapmış insanlardan da olacak.
Ana hedef nedir?Samimi bir talep olarak ifade ediyorum: 3 dönem, 12 yıl süreli, yüzüncü yıl dönümünü taçlandıracak bir MHP iktidarı umudu taşıyorum.
GENÇLER YUMURTA ATMASIN, SANDIĞA GİDİP OY ATSIN!
Tahliyeler gündem oluştururken üniversiteler de kaynıyor. Polis copluyor, su sıkıyor... Endişeli misiniz?Gençlik hareketleri çok farklılaşarak yoğunlaşmaya başladı. Burada iki kesimin de çok dikkatli olması gerekiyor. Geçmiş birikim ve tecrübeler bunu böyle değerlendirmemizi zorluyor. Bu nedenle genç arkadaşlarımız demokratik tepkilerini ortaya koyarken, kendi düşüncelerini dillendirirken, kamuoyuyla paylaşırken anarşiye prim verecek davranışlardan kaçınmalı. Emniyet teşkilatı da gençlerin ortaya koymuş olduğu demokratik tepkiler yasa dışına çıkmadığı süre içinde hoşgörülü bakmalı. Yasa dışına çıkan alanlarda ise ölçülü bir davranış ortaya koyarak önlemeye çalışmalı.
Siyasilerin tepkileri doğru mudur?Siyasi iktidar, polis gücüyle gençliğin tepkisini kendi üzerinden atma hatasına düşmemeli. Bazı konuları polis aracılığıyla çözüme kavuşturmak geçmişte Türkiye’ye çok pahalıya mal oldu. Ondan vaçgeçmeleri gerekir. Siyasi iktidar ‘açılım’ süreci içerisinde bir çok sosyal kesimle diyalog kurma yolunu tercih etti. Zannediyorum Sayın Başbakan, Dolmabahçe toplantılarından bir tanesinde öğrenci konseyi başkanları, gençlik örgütleri temsilcileriyle bir araya gelerek Türkiye’deki gençlik sorunlarını gündeme taşımaya katkı sağlayabilir. Özellikle de seçim süreci öncesinde siyasi kurumların ve ilgili anayasal kurumların bunları düşünmelerine bir katkı sağlamış olur. Sanatkarlar, sporcular, gazetecilerle Dolmabahçe Sarayı’nda yapmış olduğu toplantıları gençliğe açmasında fayda var. Demokratik açılım çerçevesinde değil de, gençliğin sorunlarını dinleme açısından Dolmabahçe Sarayı’nı açmasında fayda var. Bu vesileyle gençliğin, ecdadın yaşadığı sosyal bir alanı da bir kez daha görme imkanına kavuşturulmasında yarar var.
Grup toplantısında benzeri bir çağrı yaptınız ve Sayın Gül gençleri Köşk’e çağırdı.İyi olmuştur, isabetli oldu.
Gençlerin yumurta atmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Artık twitter kullanıyoruz biliyorsunuz. Oradan, tepkiler yerine sandığa gitmeleri gerektiğini ifade ettik. ‘Dünün eksiği, fazlası, hatası bizimdir. Yarın sizin olacaktır’ dedik. 10 milyon genç sandığa gidip sosyal tepkilerini koymuş olsalar iktidarı muhalefet, muhalefeti iktidar yaparlar. Yumurta atmak yerine oy atmalarını tavsiye ediyorum. Zannediyorum yumurtadan çok daha büyük toplumsal etki yaratır.

Silahlı Çatışma: 2 Ölü


Çatışmada başına isabet eden tek kurşunla hayatını kaybeden Aziz Şener isimli vatandaşın o sırada oradan geçtiği ve tesadüfen vurulduğu öğrenildi. 

Beyoğlu, Taksim, Balo Sokak'taki bir eğlence mekanında saat 01.00 sıralarında meydana gelen silahlı çatışmada 2 kişi hayatını kaybetti. Edinilen bilgilere göre, iki ortağı bulunan mekanın, ortaklarından birisinin hisselerini bir başka kişiye devretmesiyle başlayan anlaşmazsızlık, kavgaya dönüştü. İki ortak arasında günler süren tartışmalar, gece saatlerinde ortaklardan biri olan Abdül Baki Karakuş'un adamlarıyla Balo Sokak' taki mekanı basmasıyla silahlı çatışmaya döndü. Çatışma esnasında barda bulunan ve saldırıya uğrayan taraflardan Ali Ozman (20), Mehmet Salih Oruç (29) ve Fatih Hocaoğlu silahla vücutlarının çeşitli bölgelerinden yaralandılar. 

Olay yerinde bulunan vatandaşların kendi imkanlarıyla Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırdığı yaralılardan Ali Ozman, kalbine ve karın boşluğuna aldığı iki mermi nedeniyle hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Barda yaşanan kavganın hemen ardından olay yerinden kaçmak isteyen Abdül Baki Karakuş ve yaklaşık 10 kişi oldukları tahmin edilen adamlarından Ferhat Ayvaz, Barış Sani, Fuat Kaya ve Adnan Keten, çatışmanın meydana geldiği sokaktaki güven timleri tarafından kıskıvrak yakalandı. 

TEK SUÇU O AN ORADA OLMAKTI! 

Polislerin kendisini fark ettiğini gören Karakuş, silahını kendisine yönelen polislere doğrultarak bilinçsizce ateş etmeye başladı. Olayın gerçekleştiği sokağın bir yan sokağı olan Ekrem Tur Sokağa doğru yönelen saldırganın silahından çıkan bir kurşun, o sırada sokaktan geçmekte olan Aziz Şener (54) isimli vatandaşın başına isabet etti. Şener, başına isabet eden tek kurşunla kanlar içinde yere yığıldı. Saldırgan şahıs ise kargaşadan faydalanıp kaçmak isterken önünü kesen bir polis ekibi tarafından yakalandı. 

Kafasına isabet eden kurşunla ağır yaralanan Şener için olay yerine hemen sağlık ekipleri çağırıldı. Ambulansla Taksim İlk Yardım Hastanesine kaldırılan Şener, hemen ameliyata alındı. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak Şener, hayatını kaybetti. 

5 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI 

Yaşanan olayın ardından, gözaltına alınan 5 kişi üzerlerinden çıkan 1 adet silah ve 1 adet bıçakla Taksim Polis Merkezine getirildi. Gözaltına alınan kişilerin buradaki yapılan sorgularının ardından mahkemeye sevk edileceği öğrenildi. Polis ekiplerinin olayla ilgili soruşturmaları devam ederken, olay yerinden kaçarak uzaklaştıkları ve 5 kişi oldukları tahmin edilen diğer saldırganları arama çalışmaları sürüyor. 



7 Ocak 2011 Cuma

Sulakyurt ilçesine bağlı imamoğlu

Sulakyurt ilçesine  bağlı imamoğlu çesmesi köyünde zeki yılmaz adlı vatandaşımızın evindeki 2 hastası ile verrdigi mücadelenin kanıtıdır. bu  fotoğraflar 21 yüzyıl türkiyesinde iç anadoluda bir  köyümüz bu sekiz yıllıkı AKP iktidarının köylere vermiş olduğu hizmetin resmidir.

Yönetim Pazartesi Acıklanacak

10 Ocak pazartesi bir basın toplantısı ile kamuoyuna Yeni yönetimi durulması bekleniyor. Demir tarafından AK Parti Teşkilatlandırmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem’e sunulmak üzere götürülen listede, Erdem’in İstanbul da olması dolayısıyla yardımcısı Mehmet Müezzinoğlu’na sevk edildi. 40 kişilik AK Parti yeni yönetim kurulunda kimlerin olduğu büyük merak konusu olmuştur

6 Ocak 2011 Perşembe

İş Yerinde Ölü Bulundu

Kırıkkale'nin Delice ilçesine bağlı Büyükyağlı Belde Belediyesi meclis üyesi Haydar Erdoğan (51), iş yerinde ölü bulundu. Edinilen bilgiye göre, Kırıkkale'nin eski Sanayi Çarşısı Dumlupınar Caddesi'nde, Haydar Erdoğan'a ait demir doğrama atölyesinin çalışanları, iş yerine geldiklerinde Haydar Erdoğan'ın cesedi ile karşılaştı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine gelen polis, çevrede güvenlik önlemi alarak, Cumhuriyet savcısı gözetiminde inceleme yaptı. Evli ve 3 çocuk babası olduğu öğrenilen Haydar Erdoğan'ın başına sert bir cisimle vurulduğu iddia edildiği öğrenildi. Yapılan incelemenin ardından Haydar Erdoğan'ın cesedi otopsi yapılmak üzere Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi morguna kaldırıldı. Haydar Erdoğan'ın iş yerinin önündeki otomobili de incelenmek üzere Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü parkına götürüldü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Niğde'de Katliam Gibi Kaza

Nevşehir'in Bor İlçesi ile Zengen Beldesi arasında 2 otomobilin çarpışması sonucu araçlardan biri alev aldı. Feci kazada 7 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Niğde'nin Bor ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, ilk belirlemelere göre 7 kişi öldü. Bor-Zenger karayolunun 10'uncu kilometresinde 2 otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, otomobillerde bulunan 7 kişi yanarak hayatını kaybetti. Emniyet yetkilileri, kaza ile ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdi

Benimle Türkçe Konuşur Musun?

Kırıkkale'de bir grup lise öğrencisi, başlattıkları kampanyayla, günlük hayatta kullanılan 500 yabancı kelimenin Türkçe karşılığını bularak, ziyaret ettikleri vatandaşlara bu kelimeleri kullanmaları önerisinde bulunuyor. Delice ilçesine bağlı Çerikli Beldesindeki Çerikli Lisesi Kültür Edebiyat Kulübü tarafından başlatılan kampanya çerçevesinde, tarih ve edebiyat öğretmeniyle birlikte 6 öğrenci, yabancı kelimelerin Türkçe karşılıklarını bularak, okulda öğrenciler ile çevrelerinde konuştukları kişilerin Türkçe kelime kullanmalarını sağlamayı amaçlıyor. Kampanyayla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Okul Müdürü Mustafa Ayhan, toplumda genel olarak insanların Türkçe kullanmak yerine yabancı kelimeleri kullanmayı tercih ettiğini gözlemlediklerini belirtti. Kampanyanın da Türkçe konuşulmasını yaygınlaştırmak amacıyla hayata geçirildiğini dile getiren Ayhan, öğrencilerin günlük hayatta Yaygın olarak kullanılan 500 yabancı kelimeyi sözlüklerden araştırarak Türkçe karşılığını bulduğunu söyledi. Ayhan, bu çerçevede öğrencilerin okulda ve çevresindekilerle iletişim kurarak Türkçe konuşulması konusunda tavsiyede bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: 'Kampanya kapsamında öğrencilerimiz resmi kurumları da ziyaret ediyor. Güzel Türkçemizin kullanılması için elimizden geleni yapacağız. Günlük yaşamımızın her alanında Türkçe konuşmak ve dilimizi daha kapsamlı öğrenmek istiyoruz. Burada amacımız Türkçemizi kurtarmaktır. Yapmış olduğumuz bu etkinliğimizin en önemli kısmı ise geleceğimizin teminatı olan gençlerimize Türkçemizin zengin bir dil olduğunu ve yabancı kelime kullanmaktan kaçınılması gerektiğini vurgulamaktır. Eğer bu duruma duyarsız kalırsak cümlelerimizin arasına yabancı kelimeler girmeye devam edecek.' Ayhan, öğrencilerin ayrıca iş yerlerinde yabancı tabelaları olan esnafı da ziyaret ederek, mağaza isimlerini Türkçe karşılıklarıyla değiştirilmesi önerisinde de bulunduğunu anlattı.

haber beylenler beyen miyenler